|
Getting your Trinity Audio player ready...
|
Günümüzde insanlar 21. Yüzyılla birlikte hayatımıza giren teknoloji çılgınlığına kendisini kaptırmış durumda. Hiçbirimiz bundan geri kalmak istemiyoruz. Nasıl isteyelim ki? Her geçen gün teknoloji bu kadar ilerlerken, her geçen gün bu kadar üstüne koyarak bize yeni kolaylıklar sunarken nasıl bundan geri duralım?
Bugün baktığımızda akıllı telefonları teknolojinin göz bebeği olarak nitelendirebiliriz. Bunu dile getirirken en teknolojik alet budur gibi bir iddia ortaya atmıyoruz. Daha fazla teknolojik imkan sunan cihazlar var. Bizim akıllı telefonlar teknolojinin göz bebeğidir etmemizin asıl sebebi hayatımızın her anında yanımızda olan ve sadece teknolojiyi değil her şeyi takip etmemizi sağlayan bir cihaz olmasıdır. Ayrıca bu cihazları büyük küçük, batılı doğulu, işçi işveren demeden dünyanın her kesiminden, her yerinden insanın kullanıyor olmasıdır. Peki sizce tüm dünyanın kullandığı bu cihazları gerçekten kullanmayı biliyor muyuz? Çoğu insan akıllı telefonları elinden hiç düşürmesine rağmen birkaç klasik özelliği dışında geri kalan kısımlarını kullanmayı bilmez. Açıkçası geri kalan kısımlarını merak da etmez.
Arama yapmak, sosyal medyaya girmek, navigasyondan faydalanmak, fotoğraf ve video çekmek gibi birkaç özelliğini kullanmak çoğu kişi için yeterlidir. Ancak bu özellikler ilk çıkan akıllı telefon modellerinde dahi mevcut. Peki o zaman neden her seferinde en son çıkan yeni nesil cihazların çıkmasını heyecanla bekleyip akın akın bu cihazları almak için yarışıyoruz? Varmak istediğimiz nokta bu cihazları satın almamızın gereksiz olması değil, ısrarla bu cihazları kullanmayı öğrenmemekte kararlı oluşumuzdur. Sanılanın aksine bu cihazları tüm detayları ile öğrenmek aslında oldukça kolay ve eğlencelidir. Akıllı telefonunuzu elinize alıp uzun bir süre boyunca sürekli kurcalarsanız bir süre sonra herşeye hakim olursunuz ve bu teknolojik kolaylıkların hepsinden faydalanmaya başlarsınız. Bunu yaptığınız zaman bu cihazlara ödediğiniz ücretin karşılığını almış olursunuz ve paranızı lüzumsuz yere harcamamış olursunuz. Akıllı cihazlar bu kadar değerli hâle gelmişken üretici firmaların arasındaki yarışta o denli kızışmakta. Her firma kendi ürününü kalite açısından daha iyi hale getirmek için yarışıyor. Aralarında bir firma var ki, çoğu insana, sizce en iyisi, en kalitelisi hangisi sorusu sorulduğunda hep bu cevabı duyuyoruz.
AKILLI CİHAZLARDA APPLE NEDEN TERCİH EDİLİYOR
-Reklam-
Apple’ın iPhone serisi. Kullandığı telefon iPhone olmayan kişilerden dahi bunu duymak mümkün. Birçok insan telefon alırken diğer markaların son çıkan ürününden ise iPhone’un eski cihazlarını tercih ettiklerini bile söylüyorlar. Bugün insanlar iPhone 14 serisi çıkmış olmasına rağmen iPhone 13 gibi iPhone’un diğer modellerini de almaya devam ediyor. Çünkü bütçesi iPhone’un eski bir modeline ve herhangi bir markanın son model cihazına yetiyorsa tercihi yine iPhone oluyor. iPhone kalitesi dolayısıyla diğer markalara oranla pahalı diyebiliriz. Örneğin iPhone 13 fiyatlarına baktığımızda başka bir markanın son model cihazından daha pahalı olması muhtemel. Peki konu fiyatlara gelmişken bu cihazlara bu kadar para ödememiz mantıklı mı? İlk önce şunda hepimizin hemfikir olduğunu düşünüyorum.
Bu akıllı cihazlar şart. Günlük hayatta herhangi bir işinizi hallederken öyle durumlar var ki, işlerimizi sadece bu cihazlar ile halledebiliriz. Yani bu cihazları almamız şart. Gerisi ise biraz inisiyatif meselesi. Eğer bu son model cihazların, önceki sürümlere kıyasla geliştirilen özelliklerinden gerçekten faydalanabileceğimizi düşünüyorsak ve bu durum bütçemizi ciddi anlamda sarsmıyor ise cevap evet. Son sürümleri almanızda hiçbir sorun yok. Bu gayet normal bir durum. Ayrıca birçok alışveriş mağazasında ve sitesinde Efsane Kasım vb birçok indirim fırsatları mevcuttur. Firmalar böyle pazarlama stratejileri ile gündeme oturup kârlarından feragat edip satışlarını artırırken bizler de bu durumdan faydalanıp uyguna alışveriş yapmış oluruz. Alışveriş için böyle zamanları beklemek son derece akıllıca bir davranıştır.
ALIŞVERİŞ TUTKUNLUĞU
Peki ya alışveriş yaparken ne hatalar yapıyoruz hiç merak ettiniz mi? Çoğu insan alışveriş yaparken kontrollü olamadığı için yakınır. Bunu sadece yüksek tutarlı yaptığımız alışverişler veya büyük alışveriş merkezlerinden yapılan alışverişler olarak düşünmeyin. Gün içinde hiç gerek duymadığımız hâlde çok pahalı bir yerden tercih ettiğimiz bir kahve gibi çok fazla gereksiz alışveriş yaparız. Her ay sonunda para konusunda sıkıştığımızın farkında olmamıza rağmen yine de bu duruma bir son vermeyiz. Çünkü bu gereksiz alışverişlere o kadar alışırız ve o kadar düzenli bir şekilde yapmaya devam ederiz ki bize zorunluluk gibi gelir. Bunun en büyük sebebi gelir gider hesabı yapmıyor oluşumuzdur. Eğer ki her ay gelirlerinin tamamını ve giderlerinizin tamamını not ediyor olsaydınız gereksiz harcamalarınızın ne kadar yüksek olduğunu farkederseniz ve bu gereksiz alışverişlerden ne kadar hızlı uzaklaştığınızda inanın çok şaşırırsınız. Bunu düşünen insanlar her zaman için daha kolay lüks eşya sahibi olurlar. Böyle bir tutum sergilemek insana çok şey katar. Çünkü diğer insanların aksine masraflarını önceden bilirler ve ona göre önlemlerini alırlar ve her ay daha fazla para artırıp bilgisayar, telefon, hatta ev ve araba gibi birçok isteğini karşılayabilir. Bunu yapabilmenin tek bir yolu vardır, o da planlı bir para giriş çıkışının olmasıdır. Ayrıca bu tutum, düzenli bir hayata geçişin ilk aşamalarındandır.
Özellikle ülkemizde ekonomik koşullar bu kadar kötü bir durumda iken bu konuyu dikkate almamız gerekmektedir. Insanlar bu gereksiz harcamalarına o kadar körü körüne bağlanmışlardır ki kurtulmanın bir yolu olduğunu dahi düşünemezler. Hatta gereksiz harcamalarından kaynaklanan bu kadar ciddi bir sorun olduğunun da farkında değillerdir. Gelir gider hesabı tutma konusunu sürekli erteliyorsanız ve bir türlü başlayamıyorsanız size harika bir tavsiyem var. Kendinize bir hedef belirlemeyi deneyin. Gereksiz alışverişlerinizin dışında birçok işinize yarayacak ve size tek seferlik değil uzun vadeli bir hizmet sunacak bir ürün olsun bu. Ancak bu hedef göstermelik veya ciddiye almadığınız bir ürün olmasın. Gerçekten istediğiniz bir şey olsun ve onu elde edeceğinize gerçekten inanın. Bunu denerseniz onu elde etmek için birçok fedakarlığı seve seve yaptığınızı göreceksiniz. Hesaplı yaşamak için kendinizi ister istemez hazırlarsınız. Bu alışkanlığın sonunda belki de uzun yıllar elde edemeyeceğiniz bir ürüne birkaç ayda ulaştığınızı fark edeceksiniz ve başarı hissinin vücutta salgıladığı dopamin ile birlikte çok mutlu olacaksınız. Bir süre sonra mutluluk yerini pişmanlığa bırakacak. Korkmayın bu pişmanlık sandığınız gibi bir durum değil. Geçmiş için pişman olacaksınız.
Boşa harcadığınız paraları bu şekilde harcamıyor olsaydınız şu anda birçok şey sahibi olabileceğinizi fark ettiğiniz için pişman olacaksınız. Bu pişmanlığı çok geç olmadan siz de yaşayın. Çünkü gün geçtikçe farkında olmadan daha çok şey kaybediyorsunuz ve günü geldiğinde yaşayacağınız pişmanlığın dozajını artırıyorsunuz. Hatta daha kötüsü belki de bu konuda tüm hayatı boyunca hiç dikkat etmemiş insanlardan biri olacaksınız ki bu en kötüsüdür. Maddi durumu çok iyi olan bir bireyseniz bu durum size çok şey kaybettirmez. Ancak ortalama ve ortalamanın altında kazancı olan bir bireyseniz hiç vakit kaybetmeden başlayın. Şimdi uzunca düşünün ve kendinize bir hedef belirleyin. Daha sonra bu hedefi sürekli görebileceğiniz bir yere yazın. Bu odanızdaki mantar pano, telefonunuzda ki notlar vb bir yer olabilir. Sonrası zaten gelecektir.
