-Reklam-

Mutlaka İzlemeniz Gereken 5 Michael Moore Belgeseli

Mutlu
Mutlu
Okuma Süresi: 4 dk


ABONE OLGoogle News Hayaleturk

Getting your Trinity Audio player ready...

Aykırı ve cesur Amerikalı ünlü yönetmen Michael Moore’un mutlaka izlemeniz gereken 5 belgesel filmini sizler için derledik.

Oscar ödüllü İrlanda asıllı Amerikalı aktör, film yapımcısı, film yönetmeni, senarist, yazar ve liberal politik yorumcu. Tüm zamanların en çok gişe yapan üç belgeseli olan Bowling for Columbine, Fahrenheit 9/11, ve Hasta’nın yönetmeni, senaryo yazarı ve yapımcısıdır. 

1-Kanada Salamı (Canadian Bacon)

-Reklam-
Ad imageAd image

Konusu:Amerikan ekonomisi pek parlak durumda değildir,dolayısı ile Amerikan Başkanı’nın itibarı da günden güne azalmaktadır. Başkanın yeniden popüler olabilmesi için bir savaşa ihtiyacı vardır.Artık soğuk savaş sona erdiği ve Sovyetler Birliği gibi bir düşmanın kalmadığı gözönüne alınınca uyduruk bir bahane yaratılarak Kanada ‘ya savaş açmaya karar verilir.Tabii öncelikle kamuoyu oluşturmak için Kanada ve Kanadalılara karşı büyük bir propaganda kampanyası başlatılır.Sınır kasabası ‘Niagara Falls’ ‘ın şerifi Bud B. Boomer (John Candy) da bu kampanyayı fazlaca ciddiye alarak çevresindekileri örgütleyip Kanada’nın başkenti zannettikleri Toronto ‘ya sefer düzenleyince işler çığırından çıkar.

2-Fahrenheit 9/11

Konusu:”Fahrenheit 9/11” Akademi ödüllü film yapımcısı Michael Moore’un, özellikle Amerika Birleşik Devletleri’nde fırtınalar koparan ve koparmaya devam edecek gibi görünen çarpıcı ve sarsıcı yeni filmi.“Bowling for Columbine” filmiyle aldığı harika eleştiriler ve kazandığı büyük popüler başarıdan sonra, Moore, kendine özgü mizah tarzı ve ısrarcı tutumu ile Bush hükümetinin dış politikası hakkında korkusuz bir araştırmaya girişti.

Ender görüntüleri, uzmanların ifadelerini ve kendisine özgü zor sorulara verilen cevapları birleştirerek avını gerçekleştirdi. Film bu günlerde Amerika’nın karşı karşıya olduğu en ateşli konuları ele alıyor. Michael Moore, 9/11’deki Suudi Arabistan bağlantısını görmezden gelip, Irak’la savaşa balıklama dalan George W.Bush ve yakın çevresine kuşkucu bir yaklaşımla yöneliyor.

3-Sicko – Hasta

Konusu:Sicko çılgın, çoğu zaman acımasız  ve her zaman kâr amaçlı Amerikan sağlık sistemini gözler önüne seren bir portredir. Günlük yaşamda insanların tıbbi bakımla ilgili karşılaştıkları sıra dışı ve üzücü olayları anlatmaktadır.

4-Kapitalizm: Bir Aşk Hikayesi  – (Capitalism: A Love Story)

Konusu:“Kapitalizm: Bir Aşk Hikayesi” hem mizah hem de öfke barındıran bir yaklaşımla tabu haline gelen soruyu irdeliyor: Amerika’nın kapitalizme duyduğu aşk karşılığında ödediği bedel nedir? Yıllar önce, bu aşk çok masumane gözüküyordu. Ama günümüzdeyse, aileler bu bedeli işleriyle, evleriyle ve birikimleriyle ödemeye devam ettikçe, Amerikan Rüyası daha çok bir kabus gibi görünüyor. Moore, izleyicilerini hayatları tepe taklak olan, sıradan insanların evlerine götürüyor ve bu duruma yönelik açıklamaları Washington’da ve başka yerlerde arıyor. Elde ettiği bulgular ise zıvanadan çıkmış bir aşk macerasının belirtileriyle tamamen aynı: Yalanlar, istismar, ihanet… ve her gün işini kaybeden 14.000 insan.”Kapitalizm: Bir Aşk Hikayesi” hem Moore’un önceki eserlerinin devamı, hem de daha umut dolu bir geleceğin nasıl bir şeye benzeyebileceğine dair bir bakış. Bu belgesel, Michael Moore’un şöhretle dolu sinemacılık kariyeri boyunca ileri sürdüğü sorunun yanıtına yönelik nihai bir arayış: Biz kimiz ve neden şu anda davrandığımız şekilde davranıyoruz?

5-Şimdi Nereyi İşgal Edelim? – (Where To Invade Next)

Konusu: Vietnam’dan bu yana dünyada yarattığı savaşlarla ‘çuvallayan’ ABD’de neyi yanlış yaptık, neyi düzeltmeliyiz sorusu üzerinden ilerleyen, yine sarkastik bir yapım. Moore, her verginin yüzde 60’nın ordu ve savaş giderlerine ayrıldığı ülkesini, insani açıdan düzeltmek için rotasını bu sefer okyanus aşırıya çeviriyor. Bavulunu ve ‘işgalci’ olduğu belirtmek için ABD bayrağını kapan Moore, Avrupa seferine İtalya’dan başlayarak en kuzeydeki İzlanda’ya dek uzanan bir yolculuğa çıkıyor. ABD’nin tersine, modernizmi kapitalizm ile değil de hümanizm ile harmanlayan ülkelerin insani, eşitlikçi ve sosyal yaşam pratiklerini inceleyen Moore kıta Avrupası dışında Fransız etkisinin de hissedildiği Müslüman Kuzey Afrika ülkesi Tunus’a uğramayı da ihmal etmiyor.

  • Yapay Zekayla Hayatımıza Girmesi Beklenen Meslekler
    Getting your Trinity Audio player ready… Yapay zeka ve teknolojik gelişmeler her geçen gün hızla ilerlemeye devam ediyor. Hal böyle olunca aklımıza da şu soru geliyor: Yapay zeka sayesinde yeni meslekler doğabilir mi?
  • Ütopik Kitap Sevenler İçin Harika Öneriler
    Getting your Trinity Audio player ready… Ütopik kitaplar, insanların hayal gücünü ve idealist düşüncelerini besleyen bir tür olarak çok sevilir. Bu tür kitaplar genellikle gelecekteki bir ideal toplumu veya dünyayı tasvir ederler.
  • Güvenli Sürüş İçin Öneriler
    Getting your Trinity Audio player ready… Türkiye’de her gün gerçekleşen kazalarda birçok kişi yaralanıyor ya da hayatını kaybediyor. Kazaları önlemenin yolu, kurallara uymaktan geçiyor. Araç bakımı ve doğru lastik seçiminin de emniyetli sürüş için önemine dikkat çeken Continental, Trafik ve İlk Yardım Haftası vesilesiyle tüm sürücülere önerilerde bulunuyor.
  • En Güzel Şehirlerin En Zirveden Fotoğrafları
    Getting your Trinity Audio player ready… Bazen doğasına, bazen mimarisine ya da tarihi eserlerine hayran kaldığımız şehirleri gidip geziyor, sokak aralarında dolaşıyor bazen en yüksek zirvelerine ulaşarak manzaranın tadını çıkarıyoruz. Bununla yetinmiyor şehrin güzelliğine geniş açıdan bakmak ve bütünü görmek istiyoruz.
  • Cambiano isimli bu kalem kağıt üzerinde hiç bitmiyor
    Getting your Trinity Audio player ready… Yazı yazmak belki herkesin yapmış olduğu ya da yapacak olduğu bir eylem değildir. Ama kalem kullanmak herhangi bir amaç doğrultusunda mutlaka herkesin ihtiyacı olan bir şeydir.
  • Popüler Logoların Şaşırtan Değişimleri
    Getting your Trinity Audio player ready… Güçlü bir markanın en tanıdık sembolü, genellikle logosudur. Logolar, markaların kimliklerini temsil eder ve genellikle tüketicilerin zihinlerinde kalıcı izler bırakır. Ancak, zaman içinde markaların logolarını yeniden tasarlaması veya değiştirmesi, hem olumlu hem de şaşırtıcı sonuçlara yol açabilir.

Yazar Mutlu
Takip et
Kendi halinde sade bir vatandaş... :)
Yorum yap