-Reklam-

Z Kuşağı’nın Sessiz Devrimi

Konuk Yazar
Konuk Yazar
Okuma Süresi: 7 dk


ABONE OLGoogle News Hayaleturk

Konuk yazarımız, Okan Köroğlu – Eğitmen, Sosyal Medya Yöneticisi, @Dijitaliyidir Founder

Yaşımı ortaya çıkarması pahasına şu tespitle başlayabilirim sanırım bu yazıya: Yazının devrinin artık bittiğinin canlı şahidi olan bir kuşağız. Çok mu iddialı oldu? Sanmam.

Gazetelerin gündemi belirlediği o çok uzun ve kasvetli çağın son çocuklarıyız. 14. Yüzyılda aristokrasi ve burjuvazinin haberleşmesi için başlayan serüven 1609’da Bremen ve Strasbourg’dan dünyaya yayılan gazetenin en parlak dönemini haber veriyordu. Şüphesiz o dönem 19. Yüzyıl oldu. Biricik kitle iletişim aracı olarak gazeteler, radyo ve televizyonun hakim olduğu döneme kadar en şaşalı zamanını yaşadı.

1906. Brooklyn köprüsündeki gazete satıcısı çocuklar

20. yüzyılın ikinci yarısından itibaren gazetelerin tahtı sallanmaya ve radyo ile televizyonun egemenliği gündeme, haber almaya hakim olmaya başladı. Sonraki süreci az çok biliyorsunuz. Bilgisayarın ve internetin ortaya çıkışı, sosyal medyanın gündemi ele geçirmeye başlaması ve ardından da yön vermeye başlaması, yani günümüz.

-Reklam-
Ad imageAd image

Geriye dönüp baktığımızda kitle iletişim araçlarındaki her köklü değişimin altında bir çok sebep yattığını anlayabiliriz. Elbette bu, konunun uzmanlarının ele alması gereken başka bir başlık fakat bana kalırsa her değişimde hiç değişmeyen şey sürecin işleyişi:

Güven sarsılır, yeni arayışlara geçilir, daha ‘modern’ ve ‘yeni’ olarak görülen, henüz güveni sarsılmayan o yeni oyuncu satın alınır.

Ticari ve siyasi yönlendirme gazetelere yön vermeye başladıktan sonra bildiğimiz popüler kitle gazeteciliği, yerini daha yeni daha modern olan radyo ve televizyona bıraktı. Etkisi azaldı ama yok olmadı. Gazetecilik şekil değiştirerek günümüze kadar evrildi. Bugün artık gazeteciliği tanımlarken basılı medyadan ve hatta sonrasında hakim olan televizyon gazeteciliğinden neredeyse hiç bahsetmiyor, sosyal medya gazeteciliği, vatandaş gazeteciliği, YouTube gazeteciliği gibi terimlerle onu tanımlıyoruz.

Bu dönüşümün hızına bazen yetişmekte zorlansak da gözümüzün önünde olan değişim, verilerin de internet sayesinde daha iyi ve güvenilir bir biçimde karşımıza çıkması ile geçmişe nazaran daha doğru tahliller yapmamızı sağlıyor.

Geldiğimiz noktadan çıkan sonuç aslında hiç şaşırtıcı değil. Z kuşağı interneti çok çarpıcı bir biçimde şekillendiriyor. Bunu yaparken haber alma ve verme kaynaklarını da değiştiriyor. Bu da aslında kocaman kocaman şirketleri şekillendirdiği anlamına geliyor. Aslında Z kuşağı büyük bir devrime imza atıyor. Tıpkı X kuşağının gazeteden televizyona, Y kuşağının televizyondan internete geçişi gibi yeni nesil de internetten sosyal medyaya geçiyor.

Bana internet ortaya çıktıktan sonraki en rahatsız edici şey ne oldu diye sorsanız muhtemelen herkesin ortak noktada buluştuğu bir şeyleri araştırır ve söylerdim. İlk aklıma gelenler de tıklama tuzağı haberler veya reklamlar olurdu. İşte Z kuşağının reddettiği ilk şey de bu oldu. Kendini sosyal medya ile var eden yeni neslin tıklama tuzaklarının kafa şişiriciliğine bir tepkisi aslında aşağıdaki tablo:

Tablonun ne kadar çarpıcı bir sonucu olduğunu gördünüz mü? Pew Araştırma’dan elimize gelen bu verilere göre Z kuşağı sosyal medya kullanımında düşüşe geçen tek nesil.

Bununla da kalmıyor ve Piper Sandler’ın en son Gen Z tüketici anketine bakıyoruz. Bu ankette de TikTok hariç tüm sosyal medya platformlarından Z kuşağı çıkış yapıyor.

REKLAMDAN KAÇIŞ

Elbette bu kaçış geleneksele bir dönüş değil. Bu verilerdeki düşüş Facebook, Instagram, Twitter gibi büyük platformlardan kaçışı gösteriyor. Bu platformların hepsinin tek ortak özelliği kendi alanlarında tekel gibi davranmaları değil, Z kuşağının asıl kaçtığı şey reklamlar ve tıklama tuzakları. Gençler canlı akış ve oyun için Twitch, özel sohbet grupları için Discord, anlık güncellemeler için BeReal veya samimi fotoğraf paylaşımları için Poparazzi gibi daha küçük ve çok daha az reklam içeren uygulamalarda kendilerini buluyorlar.

Reklamdan kaçmak sadece rahatsız edici bir deneyim yaşamak veya zaman kaybından kaçmak olarak okunmamalı tabi ki. Aslında gençlerin kaçtıkları şey mahremiyete önem vermeyen uygulamalar. Sözü geçen büyük platformlar topladıkları verileri reklama dönüştürüyor ve bu kişisel veriler neticesinde size reklamlar gösteriliyor. Tabii ki daha küçük uygumalar en azından şu an için özel hayata ve kişisel verilere özen gösterdiklerini söylüyor ve gerçekten de bunu şimdilik uygulayabiliyor.  

Kullanıcıların online gizlilik konusunda daha fazla endişe duyduğu ve herkese açık etkileşimlerin her zamankinden daha fazla didiklendiği bir dünyada, genç kullanıcılar kendilerini çevrim içi olarak nasıl sundukları konusunda çok daha bilinçli hale geldi ve sosyal devleri bir nevi çok daha az sosyal olmaya zorladı.

GOOGLE TARAFINDA DA İŞLER PEK PARLAK DEĞİL

Sosyal medya konusunda işler bu durumayken arama motoru Google tarafında da verilerin çok parlak olduğu söylenemez. İnsanların git gide yazıdan kaçıp görsele doğru yöneldiğinin en büyük kanıtını Google geçtiğimiz günlerde bir itirafta bulunarak açıkladı.

Bir şeyin aranması için ilk akla gelen kelime hala hepimiz için Google. Ancak Google’ın açıkladığı verilere göre Z kuşağının neredeyse yarısı (%40’ı) aramalar için TikTok ve Instagram gibi siteleri tercih ediyor. İlginç bir veri gibi gelebilir fakat bunun da mantıklı sebepleri var ve muhtemelen bu oran yükselmeye devam edecek.

Google Kıdemli Başkan Yardımcısı Prabhakar Raghavan

Bu, Google’ın kıdemli başkan yardımcısı Prabhakar Raghavan‘ın geçen hafta bir Fortune Magazine etkinliğinde şirketin iç araştırmasına atıfta bulunarak verdiği rakamlardı. Google bu anketi 18-24 yaş aralığında yapmıştı.

Peki bu kaçışın ana sebebi ne? Görülen o ki sadece Google reklamlarından kaçış ile açıklanamayacak bir durum var ortada. Bana kalırsa bu kaçışın en büyük sebeplerinden biri gazeteden videoya ve sosyal medyaya geçiş sebepleri ile aynı iki sebep: Reklamların getirdiği güvensizlik ve yazıdan görsele yöneliş.

Gençler artık bir şey hakkında yorum okumayı değil daha çok o şeyi görmeyi istiyorlar. Hatta bunun bir adım ötesi biz istesek de istemesek de metaverse dünyası olacak çünkü görmek de yetmeyecek ve deneyimlemek isteyecekler. İşte bu sebeple şu an bu kaçışta tercih edilen platformlar görsel platformlar.

Dünyanın en büyük para basan platformlarından biri olan Google şu an bir çok ülkede tröst ve tekel davaları ile karşı karşıya. Geçmişinde de aslında Facebook’tan aşağı kalmayan kişisel verilerin kullanımları ile ilgili bir çok dava ve olay var. Görsele kaçışı hızlandıran bir güven bunalımı olduğu da ortada.

Gazetelerin, radyoların, televizyonların tarihine bakıp günümüzdeki değişimi anlamaya çalışırsak sanırım özetle “Tarih tekerrürden ibarettir.” diye bitirebiliriz bu yazımızı.

Konuk Yazarımıza sorduk;

Bize film, dizi, kitap, bir de dinlemekten keyif aldığınız şarkı önerir misiniz?

Film: Cinema Paradiso (1988)
Dizi: The Man in the High Castle
Kitap: Yerdeniz Büyücüsü / Ursula K. Le Guin
Müzik: The Less I Know The Better / Tame Impala

Okan Köroğlu hakkında, daha fazla bilgi almak için sosyal medya hesaplarını takip edebilirsiniz.

Web: www.dijitaliyidir.com
Instagram: https://www.instagram.com/dijitaliyidir

Yazar Konuk Yazar
Takip et
Her hafta yeni bir yazar hayaleturk.com'da